بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٢٨

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ ٢٩

Varın yalanlayıp durduğunuz şeye gidin.

– İbni Kesir

ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ ظِلّٖ ذِي ثَلَٰثِ شُعَبٖ ٣٠

Üç kollu gölgeye gidin.

– İbni Kesir

لَّا ظَلِيلٖ وَلَا يُغۡنِي مِنَ ٱللَّهَبِ ٣١

Gölge yapmaz ve alevden korumaz.

– İbni Kesir

إِنَّهَا تَرۡمِي بِشَرَرٖ كَٱلۡقَصۡرِ ٣٢

O; her biri bir saray gibi kıvılcımlar atar.

– İbni Kesir

كَأَنَّهُۥ جِمَٰلَتٞ صُفۡرٞ ٣٣

Ve her biri sanki birer sarı erkek devedir.

– İbni Kesir

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٣٤

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

هَٰذَا يَوۡمُ لَا يَنطِقُونَ ٣٥

Bu; onların konuşamayacakları gündür.

– İbni Kesir

وَلَا يُؤۡذَنُ لَهُمۡ فَيَعۡتَذِرُونَ ٣٦

Onlara izin de verilmez ki özür dilesinler.

– İbni Kesir

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ٣٧

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

هَٰذَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِۖ جَمَعۡنَٰكُمۡ وَٱلۡأَوَّلِينَ ٣٨

İşte bu; sizleri ve öncekileri topladığımız hüküm günüdür.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu